Türkiye’nin güney Akdeniz kıyısında, Fethiye ile Antalya arasında uzanan Likya Yolu, çam, keçiboynuzu ve çilek ağaçlarıyla kaplı sarp dağlardan geçen, tarihin ve doğanın iç içe geçtiği 540 kilometrelik bir yürüyüş rotası. UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Xanthos ve Letoon antik kentleri dahil olmak üzere 25 tarihi mekânı kapsayan rota, tüm parkuru yürümek isteyenler için 29 gün sürüyor.
İlk bakışta zorlu görünen bu yürüyüş, güneş, deniz ve kumla kolayca dengeleniyor. İster plajda güneşlenip dinlenmek, ister doğanın içinde kaybolmak isteyin, Likya Yolu herkese hitap ediyor. Yüksek dağların nefes kesen manzarası, ağaçların arasından esen rüzgârın hışırtısı ve gökyüzüyle birleşen berrak mavi denizler, yürüyüşü unutulmaz kılıyor. Tabii, bu yolu yapmak için en uygun mevsim İlkbahar… Sonbaharda ise bazı noktaları keşfedilebilir.

LİKYA YOLU’NUN ÖNE ÇIKAN DURAKLARI
Büyüleyici renkler: Ölüdeniz
Yolun batı ucundaki Ölüdeniz, adından beklenildiği gibi “ölü” değil; tam aksine turkuaz tonlarını koruyan, adeta ışıkla dans eden bir lagün. Likya döneminde “Işık ve Güneş Diyarı” olarak anılan Ölüdeniz, Kumburnu kumullarından yansıyan güneşle büyüleyici bir görüntü sunuyor.
Doğal cennet: Kelebekler Vadisi
Kelebekler Vadisi, dik kayalıkların arasında 350 metre boyunca uzanan yemyeşil bir vadi. Vadide 105 kelebek türü bulunuyor ve doğal yapının korunması amacıyla yapısal tesisler sınırlı. Vadinin plajına ulaşım en kolay su yoluyla sağlanıyor; gece kalmak isteyenler için çadır, basit kulübe ve bungalov seçenekleri mevcut.
Tarih ve deniz bir arada: Patara
Patara Antik Kenti’ne ev sahipliği yapan bölge, MÖ 13. yüzyıldan günümüze kadar uzanan tarihi ile dikkat çekiyor. Patara Plajı, yumuşak kumları ve nesli tehlike altında olan Caretta caretta kaplumbağalarıyla ünlü. Her yıl mayıs-ekim ayları arasında kaplumbağalar yuvalarını bırakıyor ve doğanın döngüsüne tanıklık etme şansı sunuyor.
Uçurumdan deniz: Kaputaş
Kaputaş Plajı, havadan bakıldığında üçgen bir dilim gibi görünüyor. Erişim zor ama 187 basamaklı merdiveni aşmak, sıcak bir yaz gününde serinlemek için kendine has bir ödül sunuyor.
Daha aktif bir plaj deneyimi: Büyükçakıl
Tatlı su ve deniz suyunun birleştiği Büyükçakıl Plajı, dalgalı denizi ve yuvarlak taşlarıyla hareketli bir plaj deneyimi arayanlar için ideal. Yoğun sezonda renkli şemsiyeler ve güneşlenenlerle dolup taşan plaj, gün batımını izlemek için de mükemmel bir nokta.
Tarih ve mitolojinin izinde: Olimpos ve Çıralı
Likya Yolu’nun doğu ucunda, Olimpos Dağı ve Yanartaş’ın çevresinde uzanan Çıralı ve Olimpos plajları, tarih ve doğayı bir araya getiriyor. Homeros’un anlattığı mitolojik hikâyelerin geçtiği bu alan, Yanartaş’ta sürekli yanan doğal alevleriyle de dikkat çekiyor. Çıralı, palmiye ve zeytin ağaçlarıyla çevrili sakin bir atmosfer sunarken, Olimpos bölgesi ağaç evleri ve akşam ateş başındaki etkinlikleriyle genç ve hareketli bir kitleye hitap ediyor.
Likya Yolu hem tarih meraklıları hem de doğa ve deniz tutkunları için Türkiye’nin eşsiz bir yürüyüş rotası. 540 kilometrelik bu yol, benzersiz manzaralar, antik kentler ve unutulmaz plaj deneyimleriyle dolu bir macera vaat ediyor.