Hamas’ın 7 Ekim’de başlattığı şok saldırının ardından tekrardan alevlenen Filistin-İsrail gerilimi bir kırılma noktasına ulaştı. Kayıplar o denli büyüktü ki İsrail, saldırı sonrası Hamas’ın tamamen dünya üzerinden silinmesini politik hedef olarak belirledi. Bu iddialı hedefin birkaç haftada başarıya ulaşması doğal olarak beklenmiyor, çünkü önünde hem politik hem de askeri engeller var. İsrail ordusu, (IDF) Hamas’ın yok edilmesi için Gazze’ye bir kara operasyonu yapacağını açıkladı.
GAZZE BATAKLIK OLUR MU?
Hamas’ın silahlı kanadı olan İzzettin El Kassam-Tugayları‘nın 7 Ekim’deki operasyonu İsrail’de şok etkisi yarattı. Önce 5 bin kadar roket fırlatıp hedef şaşırttılar. Sonraysa radar ve iletişim merkezlerini vurarak İsrail’i “hareketsiz” bıraktılar. Bu sırada planörlerle sınırı geçen militanlar askeri üsleri bastı ve İsrail’e ağır kayıplar verdirdi.
Bu saldırının başarılı olmasındaki en büyük etken şok unsuruydu. İsrail güçlerinin panik yapması kendilerinden teçhizat bakımından kat ve kat zayıf olan Hamas militanları karşısında dağılmalarına neden oldu. Ana saldırıdan ancak 1 gün sonra İsrail insiyatifi ele geçirdi ve Hamas militanlarını Gazze’nin etrafındaki Sderot ve Aşkelon gibi bölgelerden püskürtmeyi başardı. Şimdiyse önlerinde çok daha büyük bir sınav var; Gazze.
2014’te Hamas’ın militan sayısının 30 ila 50 bin arası olduğu iddia ediliyordu. Geçtiğimiz yıllarda daha fazla asker toplama kampanyası yapan Hamas’ın militan sayısı 100 bine kadar bile ulaşıyor olabilir. İsrail ise saldırı sonrası 300 bin askeri silah altına aldı. İsrail’in seferber ettiği vatandaşların 2 yıl zorunlu askerlik yaptığı düşünülürse eğitim açısından IDF’nin çok daha iyi bir durumda olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ancak tabii ki bu 300 binin tamamı Gazze operasyonu için seferber edilmedi. İsrailli kaynaklar, 40 bin kişilik bir kuvvetin kara harekâtında kullanılacağını söylüyor.
Gazze operasyonu, Ukrayna’nın Bahmut kentindeki gibi iki konvansiyonel ordunun karşı karşıya geldiği bir harekât olamaz. İsrail’in karşısında meskûn mahalle çatışmalarına alışkın, vur-kaç taktikleri yapan ve kentin her tarafını tuzaklarla donatan bir kuvvet olacak. İsrail Hava Kuvvetleri, Gazze kentini günlerdir bombalıyor. Hava saldırıları sırasında en sık kullanılan bombalar “Bunker Buster” yani Sığınak avcısı denilen ve beton delmeyi başarabilen özel bir mühimmat.
Modern Sığınak Avcısı, Körfez Savaşı sırasında ABD tarafından 28 günde geliştirilmiş ve Irak’ın yeraltı sığınakları üzerinde kullanılmıştı. ABD’nin mühimmatı kullanmasından 24 saat sonra zaten epey hırpalanmış haldeki Irak ordusu Kuveyt’ten çekilmişti. İsrail bu mühimmatla Hamas’ın yeraltı tesislerini ve komuta merkezlerini vurmayı planlıyor.
Tabii Hamas için bu silahın kullanılması pek şaşırtıcı değil. Bu yüzden Gazze’ye çok daha derin ve karmaşık bir tünel ağı inşa ettiler. İsrail’e göre, bu tünellerin inşası için harcanan para 90 milyon doları buluyor. Tüneller sayesinde Gazze, abluka altında olmasına rağmen dışarıdan hem insani yardım hem de silah yardımı almayı başarıyor.
Ancak gazeteci Seymour Hersh, İsrail’in “MOAB” (Tüm Bombaların Anası) ile Gazze’yi vurabileceğini söyledi. Bu çok güçlü patlamaya sebep olan mühimmat 2017 yılında Trump yönetimi tarafından Afganistan’daki IŞİD mevzilerine atılmıştı.
İsrail’in hava saldırıları olası bir kara harekâtında başını da ağrıtabilir. Yıkılmış kentler sanılanın aksine saldıran tarafın işini kolaylaştırmaz. Bina enkazları ilerlemekte olan askeri unsurlara pusu imkânını kolaylaştırdığı gibi zırhlı araçların hareket kabiliyetini de minimuma indirir. 2. Dünya Savaşı’nın meşhur muharebesi Stalingrad
Yani, İsrail Gazze’ye girerse ciddi kayıplarla yüzleşmek durumunda kalacak.
Bir batı ordusunun deneyimlediği en benzer muharebe Irak Savaşı sonrası yaşanan Felluce muharebesiydi. ABD’nin Felluce’de yaşadığı direniş 130 kadar ABD askerinin ölümüyle sonuçlanmıştı. Felluce’deki isyancıların sayısı 4-5 bini geçmiyordu. Bugünse İsrail, çok daha büyük bir sayıda Hamas militanıyla karşı karşıya.
GERİLİM GAZZE’YLE SINIRLI DEĞİL
İsrail’in kara harekâtının başlaması bölgede başka olayların patlamasına da yol açabilir. Şu anda İsrail ordusu düzenli olarak Lübnan ve Suriye’deki Hizbullah kamplarını vuruyor. Hizbullah sözcüsü, bu çatışmaların Hizbullah’ın doğrudan İsrail’e saldıracağı anlamına gelmediğini söyledi. Ancak İran’ın konuyla ne kadar bağlantılı olduğu düşünülürse bölgede desteklediği güç olan Hizbullah’ın olası kara harekâtıyla birlikte müdahil olması muhtemeldir.
İsrail’in başında askeri engellerin ötesinde politik birkaç sınav da var. Öncelikle Hamas’ın bu saldırısının “düzelme” emareleri gösteren Arap-İsrail ilişkilerine darbe vurduğunu söylemek gerekir. Hatta Arapların ötesinde İsrail ile enerji anlaşması yapmaya hazırlanan Türkiye de planları şimdilik askıya aldı. İsrail’e karşı olan en büyük tehdidin çevre ülkelerle karşılıklı soğuk ilişkileri olduğu düşünüldüğünde İran’ın bölgede İsrail’e karşı bir “ısınmayı” engellemek isteyeceği aşikârdır. Olası bir kara harekâtı sonrası Arap ülkeleri ise İsrail’le yakınlaşmaya daha da büyük bir mesafeyle bakabilirler.
ABD’NİN TUTUMU
Bu noktada ABD’nin konumu önemli. ABD İsrail konusunda partiler üstü bir tutumla kayıtsız şartsız destek açıklasa da Biden hükümetinin Netanyahu ve onun politikalarıyla sorunları olduğu biliniyor. Hatta Obama dönemi sonrası Netanyahu’nın 2016 seçimlerinde doğrudan Trump’ı desteklediği ve ABD seçimlerine müdahalede bulunduğu bile iddia ediliyor.
Bu düşmanlığın sebebi ise Demokratların Filistin konusunda bir orta yol bulma çabası. Aşırı sağcı Netanyahu yönetimi Filistin konusunda diplomatik çözümlere yanaşmıyor. Netanyahu’nun kaderi de bu krizi nasıl atlatacağına bağlı. Kendisinden rahatsız ülke içi muhalefet ve ABD’deki Yahudi diasporası şimdilik suskun. Operasyondan başarıyla çıkarsa olayın başındaki hatalar unutulabilir. Ancak Hamas’ın varlığını sürdürdüğü bir Gazze, Netanyahu’nun başını er ya da geç derde sokacaktır.
Bölgeye 2 uçak gemisi görev grubu yollayan ABD’nin kara harekâtına bakış açısı biraz daha “çekingen”. ABD Başkanı Biden, “Gazze’ye kara operasyonu büyük bir hata olur” ifadesini kullandı. Filistin sorununun çözme arzusunun yanı sıra ABD’nin düşündüğü daha büyük sorunları var. İsrail’in böyle bir operasyon sonucunda daha büyük bir savaşa sürüklenmesi ABD’nin elini desteğe zorlayacak. Ukrayna’ya zar zor yeten ABD askeri desteği için bir seçim yapma zorunluluğu doğacak. ABD içinde, Ukrayna desteğini bitirip Tayvan’a geçmek isteyenler dahi var.
İsrail’in “hava muhalefeti” nedeniyle kara harekâtını ertelemesi bu “muhalefetin” havadan değil okyanusun ötesinden geldiğini hissettiriyor.
Eğer İsrail gelen tepkiler sonrası kara operasyonunu iptal ederse Netanyahu yönetimi çok zor günlerle baş başa kalacaktır. Dahası İsrail’in bölgedeki itibarı ciddi anlamda zedelenecektir. Operasyonun başlaması halinde ise savaşın çok daha büyüme riski var.
İki şekilde de Ortadoğu yine barışa çok uzak…